Elbette, fiilimsilerle ilgili örnekler verebilirim. Fiilimsiler, fiil kök veya gövdelerinden türetilerek cümle içinde isim, sıfat veya zarf görevinde kullanılan sözcüklerdir. Üç ana türü vardır: isim-fiil, sıfat-fiil ve zarf-fiil.
**Fiilimsiler (Eylemsiler)**
Fiilimsiler, fiil kök veya gövdelerinden türetilen, ancak fiiller gibi çekimlenemeyen sözcüklerdir. Cümlede isim, sıfat veya zarf görevlerinde kullanılırlar. Üç türü bulunur:
1. **İsim-Fiil (Ad-Eylem):** Fiil kök veya gövdelerine "-ma, -me, -ış, -iş, -uş, -üş, -mak, -mek" ekleri getirilerek oluşturulur. Cümlede isim gibi kullanılırlar.
Örnek:
* **Okumak** güzeldir. (Burada "okumak" kelimesi isim-fiildir ve özne görevindedir.)
* **Gülüşü** içimi ısıttı. (Burada "gülüşü" kelimesi isim-fiildir ve belirtili isim tamlamasının tamlananıdır.)
İpucu:
İsim-fiil ekleri olan "-ma, -me" olumsuzluk eki ile karıştırılmamalıdır. Olumsuzluk eki fiilin anlamını olumsuz yaparken, isim-fiil eki fiilden isim türetir.
Yaygın Hata:
"Eve gelme!" cümlesindeki "gelme" kelimesi olumsuzluk eki almıştır ve fiildir, fiilimsi değildir. Ancak "Gelme saatini bekliyorum." cümlesindeki "gelme" kelimesi isim-fiildir.
2. **Sıfat-Fiil (Ortaç):** Fiil kök veya gövdelerine "-an, -en, -ası, -esi, -maz, -mez, -ar, -er, -dık, -dik, -duk, -dük, -tık, -tik, -tuk, -tük, -mış, -miş, -muş, -müş" ekleri getirilerek oluşturulur. Cümlede sıfat görevinde kullanılırlar.
Örnek:
* **Koşan** çocuklar gördüm. (Burada "koşan" kelimesi sıfat-fiildir ve "çocuklar" ismini nitelendirmektedir.)
* **Tanıdık** bir yüz belirdi. (Burada "tanıdık" kelimesi sıfat-fiildir ve "yüz" ismini nitelendirmektedir.)
İpucu:
Sıfat-fiil ekleri ile oluşturulan bazı kelimeler zamanla kalıplaşarak isimleşebilirler. Bu durumda fiilimsi özelliğini kaybederler.
Yaygın Hata:
"Dolmuş" kelimesi bir araç adıdır ve isimdir, fiilimsi değildir. Ancak "Dolmuş bardak" ifadesindeki "dolmuş" kelimesi sıfat-fiildir.
3. **Zarf-Fiil (Ulaç/Bağ-Eylem):** Fiil kök veya gövdelerine "-ken, -alı, -eli, -madan, -meden, -ınca, -ince, -unca, -ünce, -ıp, -ip, -up, -üp, -arak, -erek, -dıkça, -dikçe, -dukça, -dükçe, -casına, -cesine, -meksizin, -maksızın" ekleri getirilerek oluşturulur. Cümlede zarf (belirteç) görevinde kullanılırlar ve fiilin nasıl, ne zaman, neden yapıldığını belirtirler.
Örnek:
* **Gülerek** konuştu. (Burada "gülerek" kelimesi zarf-fiildir ve konuşma eyleminin nasıl yapıldığını belirtmektedir.)
* **Eve gelince** beni ara. (Burada "eve gelince" kelimesi zarf-fiildir ve arama eyleminin ne zaman yapılacağını belirtmektedir.)
İpucu:
Zarf-fiiller, cümleye zaman, durum, neden-sonuç gibi anlamlar katabilirler.
Yaygın Hata:
"Koşa koşa geldi" ifadesindeki "koşa koşa" kelimesi zarf-fiildir ve ikileme şeklinde kullanılmıştır.
**Özet**
* Fiilimsiler, fiillerden türetilir ancak fiil gibi çekimlenemezler.
* Üç türü vardır: isim-fiil, sıfat-fiil ve zarf-fiil.
* Cümlede isim, sıfat veya zarf görevlerinde kullanılırlar.
🤔 İlgili Sorular:- Bu bilgi gerçek hayatta ne işime yarayacak?
- Fiilimsilerin cümledeki işlevleri nelerdir?
- Fiilimsileri diğer sözcük türlerinden nasıl ayırt edebiliriz?